KESK’Lİ KADINLAR KENDİ TARİHLERİNİ YAPIYOR
1980’li yılların sonlarında, aralarında kadınların da yer aldığı kamu emekçileri “fiili meşru mücadele“ ve “hak verilmez alınır“ gibi iki temel şiarla grevli, toplu sözleşmeli, sendikal haklar ve örgütlenme mücadelesi başlattılar. Bu mücadele kamu işkollarında sendikaların kurulmasıyla sonuçlandı. Kadınlar, 1995 yılında kurulan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu-KESK çatısı altında toplanan sendikalarda aktif olarak yer aldılar. Çok boyutlu bir hak ve eşitlik mücadelesi yürüttüler. Mücadele içindeki zengin deneyimlerinin yanı sıra bağımsız kadın örgütleriyle, feminist akademisyenlerle ve uluslararası sendikal örgütlerle kurdukları ilişki onları dönüştürdü. Kendileri dönüştükçe içinde yer aldıkları sendikaları dönüştürdüler, işyerlerini, ailelerini ve yaşadıkları kentleri dönüştürdüler
KESK’li kadınların sendikal toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi sözlü tarih çalışması ve sergisi; bu mücadelede yer almış KESK’li kadınlara ve onların kolektif olarak yarattıkları tarih hakkında, KESK’li kadınlar tarafından yürütülmüş kolektif bir tarih çalışmasının ürünüdür.
Bu tarih çalışması, yani KESK’li kadınların mücadele tarihinin belgelenmesi, iki kişiyle, Handan Çağlayan ve Gülistan Atasoy ile başlayan ve kısa sürede yüzü aşkın KESK’li kadının yürütücüsü olduğu ve ülkenin her yerine yayılan kolektif bir nitelik kazandı.
Danışma Kurulu ile ilk Hatırlama Toplantısı
12 Aralık 2015
Handan Çağlayan ve Gülistan Atasoy’un organize ettiği ilk toplantıya, Eğitim Sen üyesi, AÜ Eğitim Bilimleri Fakültesinde öğretim üyesi ve Ankara Üniversitesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi/KASAUM’da da çalışan Fevziye Sayılan, KESK’in kuruluşundan beri çeşitli düzeylerde görev almış ve kadın çalışmaları yürütmüş olan Nurşen Yıldırım ve Eğitim Sen’de uzun yıllar kadın sekreterliği yapmış olan Elif Akgül katıldı. 12 Aralık 2015 tarihinde Eğitim Sen genel merkezinde gerçekleştirdiğimiz, gün boyu süren uzun toplantımız gösterdi ki, böylesi kuşaklar arasına yayılan bir tarihi, çeşitli boyutlarıyla yeniden hatırlamak, bu boyutlar üzerinde düşünmek, çalışmada esas alacağımız temaları netleştirmek için, daha geniş gruplarla toplanmamız gerektirmeydi.
Fevziye Sayılan, Elif Akgül ve Nurşen Yıldırım, bu toplantıdan başlayarak, çalışma tamamlanıncaya kadar, danışma kurulu olarak her aşamada görüşleri, önerileri ile çalışmaya yön verdiler ve bizzat içinde yer aldılar.
KESK’te aktif çalışmış kadınlarla 1. geniş katılımlı hatırlama ve değerlendirme atölyesi
Ankara, 13 Ocak 2016, Eğitim Sen genel merkezi
Katılanlar: Gülistan Atasoy, Handan Çağlayan, Nurşen Yıldırım, , Fevziye Sayılan, Leman Kiraz, Dilek Adsan, Hamide Rencüzoğulları, Döndü Taka-Çınar, Şaziye Köse, Deniz Derinyol.
Kuruluşundan bu yana KESK merkez ve genişletilmiş yönetim kurullarında yer alan kadınların bir kısmı ile gerçekleştirilen bu atölyenin amacı, kamu emekçilerinin 1980 ortalarından itibaren başlayan sendikal mücadelesini de kapsayacak şekilde, KESK’in günümüze değin olan sürecini ana hatları ile tartışmak, önemli temaları birlikte saptamaktı.
Konuştukça hatırladık, hatırladıkça konuştuk. Günün sonunda ancak 2000’li yıllara kadar gelinebilmişti. 2000’li yılları konuşmak için ayrı bir hatırlama ve tartışma atölyesi yapmak gerekti.
KESK’te aktif çalışmış kadınlarla 2. geniş katılımlı hatırlama ve değerlendirme atölyesi
Ankara, 4 Haziran 2016, KESK genel merkezi
Katılanlar: Güler Elveren, Nurşen Yıldırım, Handan Çağlayan, Gülistan Atasoy, Emine Akyazılı, Yaşar Tarakçı, Serpil Açıl Özer, Canan Çalağan, Esra Arslan, Fatma Çetintaş, Faime Türkyılmaz.
İkinci atölye toplantısı yine aynı gündemle ve yeni katılımcılarla gerçekleştirildi. Bu iki atölye toplantısında bir yandan sözlü tarih çalışmamızın çerçevesini oluşturuldu bir yandan da görüşülecek KESK’li kadınlar saptandı ve görüşmelerin organizasyonu yapıldı.
Sözlü tarih atölyesi
15 Temmuz 2016
Atölyede çalışmanın yürütücüleri olarak Handan Çağlayan ve Gülistan Atasoy’un yanı sıra farklı bölgelerde KESK’e bağlı sendikalardan birine üye olan, daha önce saha araştırması ve yüz yüze görüşme yapma deneyimine sahip ve/veya kadın çalışmaları, sosyoloji gibi alanlarda yüksek öğrenim görmüş gönüllülerden oluştu.
Gün boyu süren atölyede, çerçevesi ilk iki atölyede oluşturulmuş olan çalışmanın amacı, yöntemi ve yüz yüze görüşme teknikleri yanı sıra görüşülecek KESK’li kadınların listesi üzerinde çalıştık. Ekipten bir gönüllü ile yaptığımız ilk pilot görüşme, hem bir uygulama örneği oldu hem de sorularımızı gözden geçirip, görüşme ekibi ile birlikte görüşme yönergesine son hali vermemizi sağladı.
KESK’li kadınlar, KESK’li kadınlarla sözlü tarih çalışması yapıyor
Sözlü tarih görüşmeleri, Eğitim Sen’in eski sendika uzmanı Handan Çağlayan, o zaman KESK Kadın Sekreterliği görevini yürütmekte olan SES üyesi Gülistan Atasoy, Eğitim Sen’den Nurşen Yıldırım, Ayşegül Yalçınkaya, Hatayi Diyar, Esra Arslan, Elif Akgül tarafından, bölgeler paylaşılarak başlatıldı. Kendisi ile görüşme yapılan Eğitim Sen’den Ebru Dinçer ve Nilgün Yıldırım de Ege ve Akdeniz Bölgelerinde yeni görüşmeler yaparak katıldılar.
2016 ve 2017’de Türkiye’nin her bölgesinden, KESK’in örgütlü bulunduğu sendikalarda görev üstlenmiş, çalışmalarına aktif katılmış sendika üyesi 70 kadın ile sözlü tarih görüşmesi gerçekleştirildi. Görüşmelerin ses kayıtları arşivlendi.
Eğitim Sen Üyesi Feminist Akademisyenler ile Sözlü Tarih ve Video Kayıtları
AÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi KASAUM, daha KESK kurulmadan, daha sonra KESK’i oluşturacak sendikalardaki akif kadınlar ve kadın birimleri ile toplumsal cinsiyet eğitimleri yapmak için ilişki kurmuş ve sendika üyelerine toplumsal cinsiyet eğitimleri vermişlerdi.
Akademisyenler ile bu şekilde başlayan bu ilişki, daha sonra Öğretim Elemanları Sendikası ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası-Eğitim Sen’e üye olan feminist akademisyenlerin, hem akademisyen hem de sendika üyesi kimlikleri ile sendikaların eğitimlerine, kurultay ve kampanyalarına aktif olarak katılmaları ile daha da yoğunlaşmıştı. Sendika üyesi olan ve sendikal çalışmalara belirtilen bağlamda katılmış olan bu feminist akademisyenlerle de, KESK’li kadınların mücadelesini ve KESK’in toplumsal cinsiyet politikalarını analiz etmelerini mümkün kılacak, farklı bir görüşme yönergesi ile sözlü tarih görüşmeleri yapıldı.
Sendikaların eğitim çalışmalarında çok uzun yıllar yer almış olan Fevziye Sayılan ve Gülay Toksöz ile ayrıca video kayıtları gerçekleştirildi. Videoların çekimi, KESK uzmanı sevgili Semahi Aydın’ın gönüllü emeği ile mümkün olabildi.
Arşiv Çalışması
Böylesine büyük bir gönüllü ekiple saha çalışması olanağı elde ettiğimiz için, hedefimizi büyüttük. Ülkenin dört bir yanında yüz yüze görüşmeler yapılırken, yani KESK’li kadınlardan uzun bir sürece ilişkin hafızalarını canlandırmalarını isterken, bu çalışmanın aynı zamanda bir arşiv oluşturmaya da hizmet etmesini istedik. Arşiv oluşturma, yürüttüğümüz sözlü tarih çalışmasıyla doğrudan alakalı değildi. Ama çalışmamızın, hikâyesini derlediğimiz bu tarihe ilişkin yazılı, basılı ve görsel tüm malzemelerin toplanıp; akıp giden zamanın ve devlet baskısının hafızayı yok edici etkisinden korumak istedik.
Derlenen arşiv, daha sonra başka araştırmacıların, sendikacıların, toplumsal tarih ile ilgilenenlerin yapacakları çalışmalar için değerlendirilebilirdi. Böylece görüşmelerimiz esnasında, KESK’li kadınlara ilişkin, şubelerde hazırlanmış olan broşürlerin, yerel gazete haberlerinin, fotoğrafların, fular vb. materyallerin birer örneğini de toplamaya başladık. Aynı amaçla görüşme yaptıklarımızdan, çok uzun süre ve/veya kritik dönemlerde sorumluluk üstlenmiş, katkıları her kesim tarafından genel kabul gören bir grup KESK’li kadınla, kendi çalışma alanlarına, gözlemlerine, değerlendirmelerine ilişkin video kayıtları da gerçekleştirdik. Bu arşiv belgelerinin analizini biz gerçekleştiremesek bile, bu arşiv malzemelerini ilerde değerlendirmek isteyenlerin çıkmasını umduk.
Arşiv çalışması sırasında KESK’in ve Eğitim Sen’in uzmanları, Semahi Aydın, Özgür Yılmaz, İsmet Aslan, İlker Ağcasoy da gönüllü katkıda bulundular.
“Vardık Varız Varolacağız!” İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi’nde
– KESK’li Kadınların Sendikal Mücadelesi sergisine dair –
İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi küratörü Meral Akkent, KESK’li kadınların yürüttüğü sözlü tarih çalışmasından haberdar olduğunda, KESK’li kadınların öykülerinin daha fazla görünür olması için sergileştirmeyi önerdi, bunu yapmamız için bizi cesaretlendirdi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden ve KASAUM üyesi sevgili Gülay Toksöz ile Kadinisci.org sitesinde 22 Aralık 2020 tarihinde, sendikacı kadınlar ve feminist akademisyenler üzerine yaptığımız söyleşinin ardından, Meral’in, KESK’li kadınlar sözlü tarih çalışmamızın feminist pedagoji için önemini vurgulayan önemini vurgulayan önerisi somutlaştı. Ve onun bu çalışmanın mutlaka sergileştirilmesi konusundaki heyecanının, coşkusunun ve enerjisinin, sözlü tarih ekibimize de sirayet etmesiyle, yola çıkmış olduk.
KESK’li Kadınlar, Sanal Sergi için de kolektif olarak çalışıyor
Sözlü tarih görüşmelerinin sergide kullanılabilmesi için, işe görüşme yapılan KESK’li kadınlardan izin alarak başlamak gerekiyordu. Bunun için görüşmeleri yapan sözlü tarih ekibi bir kez daha kolları sıvadı ve görüştükleri KESK’li arkadaşlarına yeniden ulaştılar. Bu aşamadan sonra, kendisiyle görüşme yaptığımız KESK’liler de sergi hazırlama sürecinin aktif katılımcılarına dönüştüler. Kamuya açılacak ses kayıtları, yeniden gözden geçirildi. Ses kayıtları ve deşifreleri gözden geçirilirken, kendisi ile görüşme yapılmış olan bazı arkadaşlarımız, anlatıları üzerinde kimi değişiklikler yapmak istediler. Ses kayıtları ile deşifreler arasında kimi ufak farklılıklar oluşmasını göze aldık bu inisiyatifi kullanmalarında sakınca görmedik.
Sanal sergide sendikal mücadele hikâyesi ile yer alacak kadınlar, eski dosyalarını karıştırıp sendikal çalışmalar esnasında çekilmiş fotoğraflarını, sakladıkları gazete küpürlerini, aldıkları disiplin cezalarının, yargılandıkları davaların belgelerini bulup, gönderdiler.
Dahası, kişisel tarihleri ve KESK mücadelesi açısından önemli buldukları eylemlere, etkinliklere, anlara ilişkin kısa videolar yaptılar. Bazılarına ilişkin videoları ise sendika arşivlerini karıştırırken bulduk. Bu tür videolar arasında Eğitim Sen’den Serpil Açıl Özer’in ve İlknur Birol’un videolarında olduğu gibi, yıllar önceki eylemlerde çekilenler de, KESK’li kadınların 8 Mart çağrısı için düzenledikleri yakın tarihli medya kampanyaları için çekilenler de var.
Serginin Feminist pedagoji başlıklı bölümü için KESK’in eğitim çalışmalarında, kampanya ve kurultaylarında görev üstlenmiş feminist akademisyenler ile Eğitimci Eğitimlerine katılmış, sendikada toplumsal cinsiyet eğitimleri vermiş KESK’li kadınlar, bu deneyimlerine ve işbirliklerine ilişkin videolar çektiler. Deneyimini ve gözlemlerini, değerlendirmelerini Aksu Bora gibi yazarak paylaşanlar da oldu. Deşifrelerin gözden geçirilip redaksiyonlarının yapılması, eksik belgelerin aranıp bulunması Eğitim Sen’den Elif Akgül, Emine Akyazılı, Nurşen Yıldırım, Ayşe Yalçınkaya, Gülistan Atasoy başta olmak üzere yine KESK’li kadınların kolektif çalışması ile mümkün olabildi. Saatler süren ses kayıtları ve videoların düzenlenmesini ise, KESK uzmanı Semahi Aydın’ın olağanüstü emeği, sabrı ve fedakarlığı mümkün kıldı.
KESK’li kadınların sendikal mücadele deneyiminin, yarattıkları tarihin ve bu kolektif çalışmanın, çok daha geniş bir alana ulaşması da yine gönüllülük temelinde bir çalışmayla mümkün olabildi. Sergide yer alan metinlerin İngilizce’ye çevrilmesini ve çevirinin organizasyonunu Simten Coşar ve Hêlîn Dirik üstlendi.
Meral Akkent’in olağanüstü yaratıcılığı ve desteğiyle mümkün olan bu sergi, ismi burada yer alan kadınların şahsında binlerce KESK’li kadının, ülkenin dört bir yanında otuz yılı aşkın süredir yürüttükleri mücadelenin ürünüdür.
İki kuşağı barındıran bu süre içinde aramızdan ayrılanlar oldu. Sözlü tarih görüşmelerinde, artık aramızda olmayan üç KESK’li kadının ismi çok anıldı. Nurhan Akyüz, Sevil Erol ve Sevgi Göyçe Ortak özellikleri, sendikal mücadele sürecinde, duruşlarıyla, gerçekleştirdikleri ilklerle kadın yoldaşlarına cesaret ve güç veren, onların önünü açan kişiler olmaları.
Bu sergi, onlara, onların şahsında bütün kaybettiklerimize ve isimleri bilinsin veya bilinmesin, Vardık Varız Var Olacağız diyen bütün KESK’li kadınlara ithaf edildi.