Operasyon
On beşi de kadın olan, sadece Kadın Yürütme Kurulundakilere ve aktif kadın üyelere yönelik bir operasyondu. 8 Mart hazırlıkları var, çok yoğun, Şubat dönemi, kadınların büyük kısmı il dışında. Pazartesi sabahı, herkesin il dışından geldiği günü beklemişler. Hepimizi Pazartesi sabahı, operasyon yapıp aldılar.
Sabah, apar topar alınıp gidildik. Bir gittim, Ankara’da beraber çalışma yürüttüğümüz bütün kadın arkadaşlar orada. Herkes birbirine sesleniyor “Amaan sen de mi? Sen de mi” diye. Bir baktık ki on beş tane kadın ve Ankara'da neredeyse KESK’te çalışma yürütecek bütün arkadaşlar alınmışlar. Böyle tuhaf bir durum. Hepimizi tek tek, yan yana hücrelere koydular gözaltı sürecinde.
Dört gün boyunca hücrede, birbirimizi görmeden, sadece seslerimizi duyarak, sadece lavabo ihtiyacı olduğunda, karşılaştığımız ama hepimizin birbirimizin sesini duyduğumuz bir yer. Bazı arkadaşlar epey uzak bir yerde, bağırmak durumunda kalıyorduk ama bağırıyorduk sonuna kadar, birbirimizin sesini duyalım en azından diye. Öyle bir gözaltı süreci. Ardından da işte tutuklama, cezaevi süreci. Dokuz arkadaştan altı kişi sekiz ay kaldı… Sekizinci ayda zaten ilk mahkeme oldu Ekim’de. Üç kişi ise bizden iki ay sonra çıktı. Üç kişi iki ay daha kaldı. Altı kişi sekiz ay yattık biz. Diğer arkadaşlar toplam on ay kalmış oldular.
– Canan Çalağan, 2017